AK Parti’de “A’dan Z’ye” yeni anayasa hazırlığı Ekim’de başlıyor! ‘En önemli 4 noktaya’ vurgu… “Bugün olmazsa yarın olur”
Tek başına anayasa değişikliği yapamayan Cumhur İttifakı önümüzdeki dönemde muhalefet partilerini ziyaret ederek destek isteyecek. AK Parti’nin ekim ayında yeni bir anayasa semineri düzenleyeceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hayati Yazıcı, şu mesajı verdi: “Anayasayı birlikte yapacağız. Doğru olan birlikte yapmaktır.” Seminerde yol haritası, anayasa yapım yöntemi ve AK Parti’nin rolü gibi konular tartışılacak.
ANAYASA MAHKEMESİ İÇİN KURALLAR
Türkiye gazetesinde yayımlanan habere göre; Yeni sivil anayasanın vatandaş odaklı olması, toplumun tüm kesimlerini kucaklaması ve milleti 1982 anayasasının darbe izlerinden kurtarması hedefleniyor. Yine hedeften yola çıkarak; Yapılacak değişikliklerle koruma anlayışı ortadan kalkacak. Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay ve Osman Kavala’da yaşadığı krizlerin önüne geçilecek. Ulusal egemenlik yerine kurumsal egemenlik ve yargı aktivizmine dayanılmasının önüne geçilecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin olağanüstü güçlü bir konuma getirilmesiyle hakim rejimi kurma girişimlerinin önüne geçilecektir. Yargıtay kararlarına karşı temyiz yoluna gidilecek. Bireysel uygulama kapsamı genişletilecektir. Halk yasama sürecine katılacak. Anayasa Mahkemesine yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözme yetkisi verilerek, Devletin tüm organları ve işleyişi üzerinde tek otorite olması engellenecektir.
MUHALEFET PARTİLERİ ZİYARET EDİLECEK
Kamuoyunun belirli sayıda imzayla yasama süreçlerine katılması sağlanacak olup, geri çağırma, tartışmalı referandum ve kamu veto hakları da yer alacak. İfade özgürlüğü güvence altına alınacak. Basın, ifade ve düşünce özgürlüğüne öncelik verilecek. Hakim ve savcılara coğrafi güvence getirilecek. Hem iktidar hem de muhalefet kazanacak. Çalışmalar üç organla istişare halinde yürütülecek: Cumhurbaşkanlığı, AK Parti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi. Muhalefet partileri ziyaret edilecek ve istişare kapıları ardına kadar açık tutulacak.
400 OY GEREKLİ
Cumhur İttifakı, yıllardır sivil alanı genişletme yönünde atılan adımlara rağmen hâlâ darbe ruhunu taşıyan bir anayasanın yürürlükte olmasını ciddi bir eksiklik olarak değerlendiriyor. Parlamentoda 300’den fazla sandalyesi bulunan Cumhur İttifakı tek başına anayasa değişikliği yapamaz. Anayasa değişikliğinin referandumsuz kabul edilebilmesi için 400 milletvekilinin desteği gerekiyor, referanduma tabi tutulabilmesi için ise en az 360 milletvekilinin oyunu gerekiyor. Bu kapsamda önümüzdeki günlerde AK Parti ve Cumhur İttifakı paydaşlarının muhalefet partilerini yeniden ziyaret ederek öneri üzerinde uzlaşmaya varması bekleniyor.
“DOĞRU OLAN BİRLİKTE YAPMAKTIR”
Öte yandan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni bir anayasanın gerekliliğine vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Anayasa, bir ülkenin demokratik görünümünün veya teminatının cam çanıdır. Böylesine önemli bir metne ihtiyaç var. Anayasada yapılan değişiklikler ve kurallar arasında da tutarsızlıklar ve kopukluklar var. Uygulaması var Bu uygulamada da gözlemlediğimiz eksiklikler var: “Bütün bunları tartışarak, müzakere ederek A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapma arzumuzu siyasi partilerle ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
Yazıcı, bu hazırlıkların bugünle sınırlı olmadığını, Kovid sürecinin başlangıcından bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda Prof. şöyle konuştu: “Çalışma hazır, bir tarafta. Anayasayı birlikte yapacağız. Doğru olan bunu birlikte yapmak, yani büyük küçük demeden birlikte katkıda bulunarak ülke anayasasını hayata geçirmektir. ” dedi.
“Biraraya Gelirsek ORTAK KOMİSYON OLUŞUR”
Yazıcı, anayasa hazırlama yöntemlerinin müzakere süreci sonrasında belirleneceğini yineleyerek, şöyle konuştu: “Bir araya gelirsek ortak bir komisyon kurulacak. İnşallah 2011 veya 2011’de yapılan çalışmalara benzer bir anayasa çalışması yapacağız. onu daha başarılı bir biçime dönüştürün.” dedi.
“BUGÜN OLMAZSA YARIN OLUR”
İhtiyaç duyulanın kısa sürede gerçekleşmeyebileceğini anlatan Yazıcı, şöyle konuştu: “Ama bu ihtiyaç gerçekten ülke menfaatlerine hizmet edecek bir niyetse er ya da geç bu gün olmazsa yarın olacaktır. Yeter ki çalışmalarımızla bu alana katkıda bulunalım.” dedi.
Yeni anayasanın Meclis tarafından kabul edilse bile milletin de onayına sunulması gerektiğini belirten Yazıcı, şöyle konuştu: “Başından sonuna kadar, ilk maddesinden son maddesine kadar bir anayasa yapacaksanız, bunun aziz tarafından da onaylanması gerekir. Bu anayasayı yapmaya hakkı olan millettir, aksi halde bu anayasa eksiktir.” “Anayasalcılığın istenen işlevini yerine getirmede son derece yetersizdir.” dedi.
UÇUM CUMHURBAŞKANI BAŞ DANIŞMANI: İLK DÖRT MADDE MİLLETİMİZ İÇİN GEREKLİDİR
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum da yeni anayasa gündemine ilişkin açıklama yaptı. Uçum, “Normal gündemimiz yeni anayasadır” başlıklı sosyal medya paylaşımında şunları kaydetti:
“Türkiye’nin normal gündemi olan ‘Yeni Anayasa’ tartışması yeniden ön plana çıkıyor. Bu tartışma, ülkemiz yeni bir anayasa oluşana kadar devam edecek. Yeni anayasa, subjektif değerlendirme ve temennilerden bağımsız, Türkiye’nin objektif bir ihtiyacıdır. Ta ki buna kadar.” İhtiyaç karşılanırsa yeni anayasa ülkemizin normal gündemi olmayacaktır.” Elbette yeni bir anayasa hedeflense bile bunun sıfırdan yaratılmış bir yapı olmayacağı toplum genelinde genel kabul görüyor.
Cumhuriyet, Cumhuriyetimizin kurucu önderi Atatürk, üniter yapı, demokratik, laik, sosyal devlet ve hukuk devleti, adalet ve insan haklarına dayalı, resmi dili Türkçe, bayrağı hilalli Al Bayrak ve yıldızlar, İstiklal Marşı İstiklal Marşı, başkent Ankara ve bunların değişmezlik ilkesini (yani ilk dört maddesini) içeren bir anayasa milletimiz için vazgeçilmezdir.
“YÜZDE 50+1 KURALINI SÜRDÜRMEK HALKIN DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE ZAFERİN GEREKİYOR”
Yeni Anayasa’da, halk iradesinin temel gerçekleşmesi olan başkanlık sisteminin ve tüm güçlerin demokratik meşruiyet ilkesinin sürdürülmesi, geliştirilmesi ve yüzde 50 +1 kuralının devam ettirilmesi bir zorunluluktur. demokrasi uğruna verilen mücadelede zaferler.
“YENİ, SİVİL, ÇEVRECİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ”
Cumhuriyetimizin ilkelerinin ve demokratik birikimimizin yeni Anayasanın temeli, yani onun en güçlü temeli olduğu açıktır.
Yeni Anayasanın temel ilkeleri neler olabilir:
43 yıl sonra, 2025’te, cumhuriyet ve demokrasi temelinde gelişecek, darbe anayasasını tamamen ortadan kaldırmamızı sağlayacak, çağımıza uygun isim, felsefe ve içeriğe sahip bir “yeni anayasa”.
Kurumsal yapıların ve elitlerin talep ve iradesine göre değil, halkın talep ve iradesine göre hazırlanmış bir “sivil anayasa”.
Türk milletinin ve Türk vatandaşlığının kapsayıcı yaklaşımına dayalı, her Türk bireyinin kendisini vazgeçilmez bir unsur olarak gördüğü “kapsayıcı bir anayasa”.
Her türlü insan hak ve özgürlüklerinin tam olarak yer aldığı, yeni nesil hak ve özgürlük alanlarının tanımlandığı, hak ve özgürlüklerin esas olduğu, kısıtlamaların istisna olduğu “özgürlükçü bir anayasa”.
“KORUYUCU VE SOSYAL BİR ANAYASA”
İnsanın maddi ve manevi varlığının korunmasını ve geliştirilmesini sağlayan, doğanın, çevrenin, iklimin, denizlerin, kıyıların, ormanların, su kaynaklarının, doğal kaynakların ve doğanın korunmasını sağlayan hukuk sistemidir. toprak altı zenginliklerinin doğru ve kamusal kullanımını sağlayarak, insanları doğal afetlerden korumayı amaçlamaktadır. Tedbirleri içeren bir “koruyucu anayasa”.
Herkes için gelir güvenliği, genel olarak fırsat eşitliği, çalışanlar için adil asgari ücret, ücretsiz sağlık hakkı, ücretsiz eğitim hakkı, tam sosyal güvenlik hakkı, kırılgan sosyal gruplara ek destek, çeşitli sosyal destek ve sosyal hizmet fırsatlarının geliştirilmesi, çalışma hakkının tam anlamıyla hayata geçirilmesi, sosyal adalete yönelik pek çok yaklaşıma olanak tanıyan bir “sosyal anayasa” ve gelir grupları arasındaki farklılıkları azaltacak adil gelir dağılımı sistemine geçiş gibi yeni sosyal politikalar. toplumda yukarı doğru.
“MİLLİ, GELİŞMİŞ DEMOKRASİYE İZİN VEREN”
Elektronik demokrasi/bireysel inisiyatif demokratik sisteminin işleyişini geliştirmek amacıyla, elektronik katılım hakkı, halkın milletvekillerini geri çağırma hakkı, halkın yasa teklif etme hakkı, halkın sorgulanabilir yargı hakkı, referandum, halkın soyut normların denetimi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı, yasama sürecine halkın katılım fırsat ve kanallarının çeşitlendirilmesi ve anayasal yapı ve işlevlerin güçlendirilmesi gibi kurumlar aracılığıyla “İleri demokrasiyi mümkün kılan bir anayasa”. Halkın iradesinin etkili olacağı yargı süreçleri.
Her egemen devlet kendi pozitif hukukunu oluşturup uyguladığı gibi, beka odaklı bir siyasi hukuk anlayışıyla hukuk üretir ve beka anlayışıyla uygular. Aslında pek çok Batılı devletin yaptığı da budur. Hayatta kalmaya yönelik bir tehdit oluşturan veya hayatta kalmaya yönelik tehditlere temel ve güç veren bir hukuki uygulama meşru değildir ve egemen bir devlet tarafından asla kabul edilemez. Bu nedenle Devletin maddi ve manevi yapısının korunmasını ve geliştirilmesini güvence altına alan, toprak bağımsızlığının tüm boyutlarıyla korunmasına ve güçlendirilmesine olanak tanıyan “ulusal hukuk”, egemen bir Devlet için meşru ve kabul edilemez.”